24-27 Haziran tarihleri arasında, ablam, 6 yaşındaki kızı Yağmur, 4 yaşındaki Damla; ablamın arkadaşı Handan, onun 4 yaşındaki kızı Papatya , 6 yaşındaki kızı Eftalya ve Can Rüzgar'ımla ben Eurodisney Paris'e gittik: 7 kadına karşı bir Küçük Prens Can Rüzgar.
Yani 3 anneye karşı 5 çocuk! Macera kelimesi tesadüfi değil, bilerek ve isteyerek seçtim.
İşe havalimanındaki CIP salonunda 5 canavara briefing vererek başladık: Grup olarak hareket etmemiz gerektiğini, annelerden kati suretle ayrılmamalarını tembihledik.
Ve "ekip dayanışması" hemen meyvelerini vermeye başladı. Uçağın kapısında yere yayılıp boyama yapmaya başladılar birlikte...
Her yolculukta olduğu gibi, Cancan ağzında emziği, elinde yastığı uyku moduna geçti. Benim açımdan ne kadar büyük bir şans! Bebekliğinden beri, gerek araba, gerek uçak yolculuklarında hemen baygın düşüp, biz gittiğimiz yere varana dek gık dememiştir. Yine kaideyi bozmadı. Havaalanında binlerce kişinin bastığı halı kaplı zemine yapıştı. Titiz bir anne olmamakla beraber, yine de bu görüntü karşısında irite olmadım diyemeyeceğim.