30 Haziran 2013 Pazar

SIMSICAK YAZI KUTSAYAN RENGARENK KOMBİNLER: NEON AŞKINA!

Ne kadar frapan olursa olsan, ben iki senedir yaz sezonuna damgasını vuran neon trende bayılıyorum. Neon pantolon, şort ve tişörtler, neon aksesuarlarla birlikte cart pembe ojeler favorim!



SIMSICAK YAZI KUTSAYAN RENGARENK KOMBİNLER: CIVIL CIVIL BİKİNİLER



Uzanmışım kumsalda,
Güneş damlar içime, 

Kapılmışım Rüzgar'a,
Savrulup gidiyorum,
Şimdi çok uzaklarımda 
Nafile telaşlarım,
Hayattan çalıyorum...

Sizi bilmem ama ben, yaz sezonu açılıp da bikiniler vitrinleri süsler süslemez alışverişe koşanlardanım; çünkü benim için yaz demek, cıvıl cıvıl bikini demek.

Her yaz koleksiyonuna hayran kalmakla beraber, Zeki Triko'nun 200 TL'yi aşan fiyatları beni H&M'e yönlendiriyor. 

Bu markanın genellikle 20-50 TL arasındaki bikinileri hem iştah açıcı derecede renkli, hem de taş gibi. Zeki Triko bikinilerim, bir sezonu anca çıkarıp, yaz sonunda lastikleri gevşemiş, renkleri solmuş bir şekilde bana veda ederken, H&M bikinilerim ilk günkü gibi güzelliğini koruyor. 

Bu yaz yine kuralı bozmadım ve Cosmopolitan'daki Beyonce'li bikinileri görür görmez en yakın H&M mağazasını bombaladım:)

14 Haziran 2013 Cuma

NERDE O ESKİ BİRLİKTELİKLER...ZAMANE GENÇLİĞİ ÇOK FENA ÇOK...



Belki sadece evlilikte değil, her türden birliktelikte ve genelde toplumsal örgütlenişte de mutluluğun yolu, "farklı fikirlere, farklı kimliklere saygı"dan geçiyordur. 
Ne güzel söylemiş Can Dündar!

13 Haziran 2013 Perşembe

ERİL KUŞLARIN BABBALAR GÜNÜ KUTLU OLSUN!


Yuvayı dişi kuş yapar derler ya, açık yüreklilikle söylüyorum ki bu, bizim ailemiz için geçerli değil, ben yapsam yapsam, kırk yılda bir, kabarmış çikolata parçacıklı kek yaparım o kadar. Gayet klişe bir şekilde, bizim evimizin reisi, direği, her neyse tüm karar mercii BABAMIZDIR, ben olsam olsam, Can Rüzgar'ın koridorda arkamdan seslendiği "hey sessi baby, Oppa Gangnam Mommy" olurum o kadar. 

9 Haziran 2013 Pazar

YÜZDE YÜZ HUZUR DOLU 5 YILDIZLI BİR KAÇAMAK: BEGİ'YLE RICHMOND NUA WELLNESS SPA


Geçen Çarşamba günü, Nutella kadar tatlı arkadaşım Begi beni aradı. 
"Tolpa pılını pırtını, 24 saatlik bir kaçamak yapalım, Sapanca'ya Richmond'a gidelim" deyiverdi, halini hatrını sormama dahi fırsat vermeden.
Ağzından bal damlıyordu, bir saniye bile düşünmeden "Tamam geliyorum"deyip telefonu kapattım. 


7 Haziran 2013 Cuma

PEK KARA ANKARA'DA CANCUNVARİ BİR DÜĞÜN


"Düğün, Çek Cumhuriyeti'nde olmayacak, Katka ve Taylan, son anda Ankara'da evlenmeye karar verdiler" haberini ilk duyduğumda, ne yalan söyleyeyim, epey bir hayal kırıklığına uğradım. Çünkü düğün bahanesiyle, kocacımla üç-beş günlük bir romantik kaçamak yapıp, stilettolarımla; Prag, Budapeşte ve Viyana caddelerini arşınlayacaktım: 
"Tüh tüh yıkıldı Can'avarsız kaçamak planlarım, rengarenk geçmesini planladığım düğün haftası, kös kös evde oturup, AnKARA'yı dinlerim gözlerim kapalı" diye söyleniyorum içimden.

5 Haziran 2013 Çarşamba

STİLETTOLU ANNE, BITTER DERGİSİNİN HAZİRAN SAYISINDA



Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde Ankara'da bir blogger anne yaşarmış, Haziran ayında Bitter dergisinde boy göstermiş: 

Stilettolu Anne" isimli blogun sahibi Güneş Sayın Kalyoncu, 25 senedir Ankara'da yaşıyor ve iki buçuk yaşında bir erkek çocuğu annesi. 



Bloğunun adı Stilettolu Anne, yani ”yüksek ökçeli 
anne”. Dikkat çeksin ve daha evrensel olsun diye bu ismi tercih etmiş. Kendi de evrensel bir kadın çünkü: şimdiye kadar Lüksemburg, Kaddafi’nin Libya’sı ve İspanya olmak üzere üç farklı ülkede yaşamış ve tam beş dil konuşuyor. Evet yanlış duymadınız tam beş adet: Fransızca, İspanyolca, İtalyanca, İngilizce ve Almanca. 


Öyle büyük bir aşkla bağlanmış ki blog yazma işine, adı “Stilettolu Anne”olan ve tamamen kendi emeğiyle tasarladığı bloğu için “ikinci bebeğim” diyor:


Üstelik bu sanal bebek ağlamıyor, meme istemiyor ve mama yedirirken mızmızlanmıyor. Sadece beni bilgisayar başına kilitleyip geceleri uykusuz bırakıyor o kadar...Büyük oğlum odasında mışıl mışıl uyurken, ben ikinci bebeğimi büyütüyorum internet üzerinden. Gelen her eleştiri, pozitif ya da negatif olsun, annelik yüreğimi okşuyor, tarifsiz bir mutluluk veriyor bana.”

Faydalı bir şeyler üretmeden yaşayamayan bu yazar adayı anne, kocasının görevi sebebiyle gittiği ülkelerde, birçok yabancıya neredeyse her dilde ders veriyor. Ona yerine göre:

·         Sol Öğretmen (İspanyolca güneş)
·         Soleil (Fransızcada güneş)
·         Sole mio (İtalyanca güneşim, Pavorotti’nin ünlü “O Sole Mio” eserine gönderme yapılıyor)


·         My Sun (İngilizce güneşim)
·         Crazy teacher (Çatlak Hoca) diye çağırıyor onu enternasyonal öğrencileri.

Güneş Sayın Kalyoncu'nun büyük bir AŞKla bağlandığı blogunda paylaştığı tüm hikayeler, gerçek ve renkli hayatından izler taşıyor: 

Barselona’da yeni jenerasyon bir pusete aşık olup bebek yapmaya karar vermesi, iki hafta sonra mucizevi bir şekilde hamile kalması, yılbaşı sürprizi oğlunu beklenenden dört hafta önce doğal doğumla dünyaya getirip, sancı odasında maskara sürerek karşılaması, bir aylık hamile, 20 saat uçak yolculuğunu göze alıp Karayiplere gitmesi ve orada “tatlı bir köpek balığı”yla karşılaşması vesaire eğlenceli, zeki ve en önemlisi, kendisinin de deyimiyle, kadının toplumdaki sosyal statüsünü sorgulayan ve onu yüceltmek için çabalayan toz pembe annelik masalları anlatıyor.

“Limited Edition Lohusa”, “Made in Barcelona Bebek”, “a la carte usulü sezaryen”, “pamuk şekeri gökyüzü”, “pul biberi depresyon”, “gangnam style bebek” ve “folik asit jenerasyonu” gibi kendine özgü terimler bile icat etmiş bu komik blogger. 

Yedi aylık koca göbeğiyle hiçbir fiestayı da kaçırmamış hani. Bakınız mavi kadife elbisesi ve vazgeçemediği stilettolarıyla nasıl poz vermiş, bir kıyafet balosunda: 





3 Haziran 2013 Pazartesi

98 CM.LİK KÜÇÜK ADAM KENDİ ÇAPINDA PROTESTOYA KAŞIK TUTUYOR!


BİR VARMIŞ BİR YOKMUŞ, ANKARA'DA KORKUNÇ İKİ, CİN GİBİ BİR CANCİNİ YAŞARMIŞ. SICAK BİR HAZİRAN GÜNÜ, SAAT DOKUZ CİVARI, AİLECEK EVDE KUZU KEBAP KEYFİ YAPARLARKEN DIŞARIDAN ARABA KORNALARI, TEZAHÜRATLAR VE DUR DURAK BİLMEYEN METAL SESLERİ YÜKSELMİŞ...

1 Haziran 2013 Cumartesi

98 CM.LİK SOLOTÜRK PİLOTU HAVACILIK BAYRAMINI KUTLUYOR!



1 Haziran 1911 tarihinde ilk Türk havacılık teşkilatı “Tayyare Komisyonu”adı ile kurulmuştur. 
Havacılık alanındaki hızlı gelişmeler doğrultusunda kendini geliştiren Hava Kuvvetleri'nin ayrı bir muharip sınıf olma zorunluluğu ortaya çıkmıştır. 
Bu kapsamda, 

1 Haziran 1932’den geçerli olmak üzere hava alayları kurulmuş ve havacılar ayrı bir muharip sınıf olarak kabul edilmiştir.