1 Haziran 1911 tarihinde ilk Türk havacılık teşkilatı “Tayyare Komisyonu”adı ile kurulmuştur.
Havacılık alanındaki hızlı gelişmeler doğrultusunda kendini geliştiren Hava Kuvvetleri'nin ayrı bir muharip sınıf olma zorunluluğu ortaya çıkmıştır.
Bu kapsamda,
1 Haziran 1932’den geçerli olmak üzere hava alayları kurulmuş ve havacılar ayrı bir muharip sınıf olarak kabul edilmiştir.
Kurşuni mavi renkte ve açık yakalı ceket olan yeni havacı üniformaları ile birlikte ay yıldızlı kanat şeklinde ve sol göğüs cebi üzerine takılan yeni tayyareci brövesi de kullanılmaya başlanmıştır.*
Bizim Havacılık Bayramı hazırlıklarımız, eski jet pilotu dedemiz sağolsun, aylar öncesinden başladı. İlk olarak 2 yaşındaki CANCAN'ımıza özel, üzerinde adı ve soyadının yazdığı bir SoloTürk üniforması diktirildi. 10 seneyi aşkın bir süredir TAI(Turkish Aerospace Industries)de çalışmakta olan dedesi, tulumu diktirmekle kalmadı, bir de gösteri uçaklarından birine torununun adı-Can Rüzgar Kalyoncu-verildi.
Tulumu giydirmeyi birkaç kere denemiş ancak Rüzgar'ın huysuzlukları yüzünden ne yazık ki başarılı olamamıştık. Bu özel günde de aksilik yapacağı ve jet uçaklarının sesinden ürkeceğini düşünmüştük ki, küçük adam bizi utandırdı. Masmavi gökyüzüne rağmen oldukça şiddetli esen rüzgar bizim Rüzgar'ımızı rahatlattı ve 5 saat boyunca pilot üniformasını gık demeden gururla taşıdı.
Gösteri saati geldiğinde Küçük Bey, anneannesi ve dedesiyle beraber Uçuş Kontrol Kulesi'ne sığındı ve böylece kulaklarını tıkamaktan kurtuldu.
Babası ve ben gösteriyi kanlı canlı, açık havada izlemeyi tercih ettik. Hava üssündeki jet seslerini gümbür gümbür içimde hissederek çocukluğuma dönmek ve nostalji yapmak istedim çünkü. Tam da bu bozkırlarda saklambaç, yakar top ve kör ebe oynayarak geçmişti çocukluğum ve tabii ki fonda F16'ların insanın içini titreten gürültüleri...Babamın haftasonu mesaisine eşlik ettiğim ve koskoca pürüzsüz hava üssünde büyük bir iştahla paten kaydığım toz pembe günler...
Üç iki bir.... ve SoloTürk F16'sı havalanıyor... Adı üstünde jet uçağı, kameraya çekmesi bile korkunç zor, insan hızına yetişemiyor! Tüylerim diken diken oluyor, her ne kadar eğlenceli şeyler düşünmeye gayret etsem de, gözlerimin dolmasına engel olamıyorum.
Gelecekte meslek tercihlerine karışmak istemem ama dayanamıyorum içimden bir ses:
"Küçük TOPGUN'ım benim...keşke büyüyünce pilot olsa" diyor, dedesinden yadigar bu kutsal mesleği sürdürse ve biz de onunla gurur duysak...
* http://www.hvkk.tsk.tr/TR/IcerikDetay.aspx?ID=121
1 yorum:
Maşallah çok tatlı : )
Yorum Gönder